Polikistik Böbrek Hastalığı
Otozomal Dominant Polikistik Böbrek Hastalığı (ODPBH) ne sıklıkla görülür ve nedeni nedir?
ODPBH en sık karşılaşılan genetik bir hastalıktır, kronik böbrek hastalığı ve böbrek yetersizliğinin önemli bir nedenidir ve Avrupa’da yüzbinlerce kişiyi etkilemektedir. Diyaliz veya nakil ihtiyacı olan hastaların onda birinde sorumlu etken ODPBH’dir ve bu da Avrupa’da yaklaşık 50.000 kişiye karşılık gelmektedir. Bu rakam toplam vaka sayısının sadece bir kısmını yansıtmaktadır çünkü ODPBH ile yaşayan çoğu kişide henüz böbrek yetersizliği gelişmemiştir. ODPBH’nin genelde toplumun yaklaşık 1000’de 1’ini etkilediği düşünülmektedir. ODPBH tüm etnik gruplardan erkek ve kadınları etkiler ve hem çocuklukta hem yetişkin dönemde belirtilere yol açabilir.
ODPBH’ye PKD1 ve PKD2 adlı iki genden birinde bir genetik değişiklik yani ‘mutasyon’ yol açar. Tanımlanmış bir nedeni olan vakaların yaklaşık %85’inde neden PKD1 mutasyonu iken %15’inde PKD2 mutasyonudur. PKD1 ve PKD2 genleri sırasıyla polikistin-1 ve polikistin-2 denen iki proteini kodlar. Bu proteinler hücre yüzeylerinden uzanan silia denen tüysü yapılarda bulunur. Polikistin proteinlerinin işlevleri tam olarak anlaşılamamış olsa da silia defektlerinin ODPBH için önemli olduğu ve hastalığın bir ‘siliyopati’ yani hücre silialarının genetik bir bozukluğu olduğu düşünülmektedir. PKD1 ve PKD2 mutasyonlarının kist ve diğer ODPBH özelliklerinin gelişmesine nasıl neden olduğu açık değildir ve birçok karmaşık hücresel süreç olayla ilişkili gibi görünmektedir. PKD1 mutasyonlarının neden olduğu ODPBH tipik olarak PKD2 mutasyonlarının neden olduklarından daha şiddetlidir ve 20 yıl kadar daha erken olarak böbrek yetersizliğiyle sonuçlanır. Ancak her iki tip, erken böbrek yetersizliğine neden olup beklenen yaşam süresini kısaltır.
ODPBH vücudu nasıl etkiler?
ODPBH tipik olarak erişkin dönemde şiddetli böbrek hasarına neden olup 50’li veya 60’lı yaşlarda hastalarda böbrek yetersizliğine yol açan ilerleyici bir hastalıktır. Birçok başka organ da etkilenebilir. Kist oluşumu ve ilerlemesi ODPBH her iki böbreğin tübüllerinde sıvı dolu kistlerin gelişmesine neden olur. Bu kistler yaşam boyunca sürekli olarak ortaya çıkar. Bunlar böbreklerin büyümesine ve her yıl ortalama %5-6 artış göstermesine yol açar. ODPBH hastalarının böbrekleri çok büyüyebilir ve beraberinde inflamasyon ve ‘fibrotik’ doku görülebilir.
Hastalığın erken dönemlerinde sağlıklı böbrek dokusu kistlerin oluşturduğu hasarı kompanse eder. Bu durum böbreklerin yıllar boyunca normal olarak çalışabilmesi anlamına gelir. Ancak hasar giderek büyür ve zamanla böbrek fonksiyonu azalarak durum böbrek yetersizliğine ilerler. ODPBH hastaları genellikle 55 ila 60 yaşlarında böbrek nakli veya diyalize ihtiyaç duyar hale gelir.
Böbrekteki kistler, böbreklerin işlevini bozmak dışında şu gibi başka komplikasyonlara da yol açar:
- Ağrı – ODPBH’li kişilerin en sık yaşadığı belirti
- Kist ve idrar yolu enfeksiyonları
- Böbrek taşları
- Kist içine ve idrara kanama
- Strese yol açacak ve yaşam tarzını etkileyecek şekilde gelişen batın deformasyonu
Vücudun diğer kısımları üzerine etkiler:
Kistler vücudun diğer kısımlarında da oluşabilir. Genel olarak her 10 ODPBH’li kişinin 8’inde karaciğer kisti vardır. Karaciğer büyümesi ODPBH’nin erken dönemlerinde bile sık görülür. Böbrek kistleri gibi bunlar da çok sayıda ve büyük hale gelebilir ve masif batın distansiyonuna bağlı komplikasyonlara yol açabilir. Yine aynı şekilde karaciğer kistleri de enfeksiyon veya kanamayla komplike olabilir. ODPBH’li kişiler sıklıkla bitkinlik, nefes darlığı, güçsüzlük ve genel halsizlik gibi başka belirtiler bildirirler.
Bir başka önem taşıyan nokta, ODPBH’li kişilerin genel popülasyonla karşılaştırıldığında yüksek kan basıncı (veya ‘hipertansiyon’) ve kardiyovasküler hastalık risklerinin daha yüksek olmasıdır. Hastaların yaklaşık %50-70’inde önemli böbrek bozukluğu oluşmadan hipertansiyon gelişir. Hipertansiyon, ODPBH’li çocuklarda bile sıktır. Hipertansiyon, böbrek yetersizliğine daha hızlı ilerlemeyle ve ayrıca artmış kardiyovasküler hastalık ve inme riskiyle ilişkilidir. Kardiyovasküler hastalık ODPBH’li kişilerde ölümün ana nedenidir.
Tanı
ODPBH tanısı, genellikle hastalar karın ağrısı, idrarda kan veya yüksek kan basıncı gibi bulgu veya belirtilerle geldiği zaman konur. Alternatif olarak başka nedenlerle yapılan bir tıbbi muayene sırasında tanı konabilir. Bazı vakalarda hastalara yaşamın ileri dönemlerine kadar tanı konmayabilir ve semptomsuz olabilir. ODPBH kalıtsal olduğundan, ODPBH hastası bir ebeveyni olan kişiler herhangi bir belirti gelişmeden tarama yaptırmalıdır.
ODPBH’li kişilerde yapılacak ilk değerlendirme böbrekleri görüntülemek olmalıdır. Böbreklerdeki kistleri görüntüleyebilmek için klinik endikasyonlara ve teknik yeterliliğe bağlı olarak, ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) kullanılabilir. Özellikle çocuklar olmak üzere bazı durumlarda tanıyı doğrulamak üzere ODPBH’ye neden olan DNA mutasyonlarını saptamak için genetik testler kullanılabilirler.
Takip ve tedavi
ODPBH tedavisi hastalığın ilerlemesi üzerine etkileri kanıtlanmamış çeşitli tedbirler ve hastalığın çeşitli belirti ve komplikasyonlarına yönelik tedavileri içerir.
ODPH Tedavisindeki Önemli Noktalar
|
|
ODPBH ilerlemesini yavaşlatma
ODPBH tamamen tedavi edilebilen bir hastalık değildir. Ancak, ODPBH'de kistlerin gelişimini ve büyümesini hedefleyen ilk tedavi seçeneği onaylanmıştır. Erken evrede böbrek büyümesini yavaşlatan ve hastalığın erken ve sonraki evrelerinde glomerüler filtrasyon hızında düşüşü yavaşlatan tolvaptan, ODPBH hastalarının tedavisinde önemli bir rol oynamaktadır.
Bazı çalışmalar hastalık ilerlemesinin kan basıncı daha düşük hastalarda daha yavaş olabileceğini düşündürmektedir.Yakın zamanda kan basıncı yüksek olan erken evre ODPBH’li kişilerde yapılan büyük bir referans çalışma, agresif kan basıncı kontrolünün (hedef 95-110/60-75 mm Hg olacak şekilde) standart kan basıncı kontrolüne (hedef 120-130/70-80 mm Hg olacak şekilde) göre böbrek büyümesini yavaşlattığını göstermiştir. Agresif kan basıncı kontrolü, böbrek fonksiyonundaki azalmayı (GFR ile ölçüldüğü şekilde) ise önemli ölçüde etkilememiştir ve bu da hastalık ilerlemesini yavaşlatmak için başka yaklaşımlar gerektiği anlamına gelir.
Kardiyovasküler risk yönetimi
Kilo verme, yaşam tarzı değişikliği ve ilaç tedavisiyle kan basıncı kontrolü, kardiyovasküler hastalık riskini azaltmak açısından çok önemlidir. Gerçekten de erken evre ODPBH’li genç hastalarda bile agresif kan basıncı kontrolü, standart kan basıncı kontrolünden daha faydalıdır. Ayrıca yüksek kolesterol seviyeleri dahil diğer risk faktörleri de değerlendirilmelidir. Hastalara ayrıca tuz alımını azaltmaları, sigara içmeyi bırakmaları, sağlıklı bir diyet, alkol alımını kontrol etmeleri ve egzersiz yapmaları önerilir. Ancak önemlerine rağmen kardiyovasküler risk faktörleri genellikle ODPBH hastalarında uygun şekilde kontrol edilmez.
Belirtilerin ve komplikasyonların tedavisi
ODPBH’li kişiler sıklıkla ağrı ve kist enfeksiyonları, böbrek taşları ve kist içine kanama gibi diğer belirtiler ve komplikasyonlar için tedaviye ihtiyaç duyar.
Renal replasman tedavisi
Çoğu ODPBH hastasında zamanla renal replasman tedavisi (RRT) olarak bilinen böbrek nakli veya diyaliz gerekir. Böbrek nakli veya diyalize ihtiyaç duyan yaklaşık her 10 hastanın 1’inde sorumlu etken ODPBH’dir. Nakil ile diyaliz arasındaki seçim; hastanın tercihi, hekim tavsiyesi ve yerel kaynak mevcudiyeti gibi faktörlere bağlıdır.
Organ Nakli
Mümkünse, tercih edilen tedavi şekli mükemmel sonuçlar veren böbrek naklidir. İdeal yaklaşımda canlı bir donörden, diyalize ihtiyaç duyulmadan önce bir nakil yapılır. ODPBH’li kişilerde böbrek fonksiyonlarındaki azalma öngörülebilir bir şekilde seyrettiği için, hastalar diyalize ihtiyaç duymadan önce bir nakil değerlendirmesi yapmak gerekir. Bu durum, eğer bir canlı verici (donör) yoksa hastaların kadavra donörü için bekleme listesine alınabilmesini sağlar.
Diyaliz
Bu işlem eğer nakil mümkün değilse veya hastalar organ nakli için beklerken kullanılır. Diyalizde vücuttaki atık ürünler ve fazla su uzaklaştırılmak için kan suni olarak filtrelenir. Hemodiyaliz ve periton diyalizi olmak üzere iki tür diyaliz yöntemi vardır. Hemodiyaliz kanı vücudun dışındaki bir diyaliz makinesinden süzer. Periton diyalizi ise kanı hastanın kendi karnı içindeki bir zardan süzer. ODPBH’de her iki yöntem de uygulanabilir ancak hemodiyaliz daha sık kullanılır. ODPBH’nin neden olduğu böbrek yetersizliği, diyaliz veya organ nakli yapılmazsa yaşamı tehdit eder. Ancak ne diyaliz, ne organ nakli ODPBH için tam bir tedavi değildir.
Kaynakça
-
https://pkdinternational.org/downloads/eaf-report-2015/EAF-Report-May-2015
-
Harris T. et al Nephrol Dial Transplant (2018) 33: 563–573
-
Torres V.E. et al ⦁ Nephrol Dial Transplant. 2019 Jan; 34(1): 30–34